top of page

Öfkeli Adam

Güncelleme tarihi: 25 Kas 2022


Öfkeli bir adam gibi sokakta yürüyordu. Öfkeli bir adam gibiydi ama öfkeli değildi. Düşünüyordu, kaybettiği eşyasını nereye koyduğunu düşünüyordu. Onu düşünürken görenler öfkelendiğini sanabilirdi. Gerçekten öfkelendiğinde ise gözleri dolardı genelde. Herkes onun hüzünlendiğini ya da korktuğunu düşünürdü bu zamanlarda. Mutlu olduğunda gülümserdi. Herkes bu gülümsemeyi sinsi bulurdu. Aklından kötü kötü şeyler geçirdiğini düşünürlerdi. Gerçekte ise kötü bir şey düşünmezdi pek. Bu sebepten o bile bilmiyordu yüzünün kötü bir şey düşündüğündeki halini. Herkes o mutlu olduğunda kötü bir şey düşündüğünü düşündüklerinden mutlu olduğunu gizlerdi ki onun kötü biri olduğunu düşünmesinler diye. Unutkan biriydi çok sık unuturdu eşyasını, maskesini. Maskesini ne zaman unutup unutmadığını da unuttuğundan hep maskesi yokmuş gibi davranmaya başlamıştı. Bu zamanlarda da çok durgun ve ruhsuz olduğundan dem vururlardı. 


Bugün kontrol etmişti. Yoktu yüzünde maskesi. Bu kaybettiği kaçıncı maskeydi kim bilir. Yeni bir tanesini almak da dünya paraydı. Üstelik bazen kargocu onu evde bulamazdı. O vakitler kargo kargo maskesini arardı. Bazen özenirdi özel yapım maske yaptıranlara ama bir yandan da bilirdi ki paraya kıyıp maske yaptırsa ya çaldırırdı ya da unuturdu bir yerlerde. Üstelik çok kaybettiğinden çalınıp çalınmadığını da anlayamazdı. İçinde ukde kalırdı onca masraf. Ona gerekmezdi ki hem böyle pahalı maskeler. Onun maskesi ona yeterdi. Hem ucuzdu hem de istediğinde yenisini aldırabilirdi. Özel yapım da neymiş diye iç geçirirdi bu fikirden vazgeçtiğinde. Hem ne olmuştu biraz büyükçe ya da küçükçe olsa maskesi. Sanki tüm gün mü takıyordu. Günde kaç saat insanlarla oluyordu ki sanki.


Bugün farklıydı ama. Bugün maskesine ihtiyacı vardı. Gideceği partide hoşlandığı ve bir türlü açılamadığı kız da vardı. Belki onunla konuşma fırsatı elde edebilecekti. Bu fırsatı tepemezdi, maskesiz de gidemezdi. İçtiğinde yüz ifadelerini donuklaştırmakta zorlanırdı. Maskeye ihtiyacı vardı. Ama hem evi uzaktaydı hem de maskeyi evde bulup bulamayacağı belli değildi. Öfkeli bir adama benzeyerek düşüne düşüne yürümeyi sürdürdü. Ta ki bir bankın altındaki maskeyi şans eseri görene kadar. Şaşkınlığı kısa sürdü. Etrafına bakındı. Kimseler yoktu etrafta. Çaktırmamaya çalışarak banka yaklaştı. Ayakkabısını bağlamaya çalışırmış gibi yaparak eğildi ve bir çırpıda aldı maskeyi. Cebine koydu, bir süre daha yürüdü. Yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Çok büyük bir kötülük planlar gibi gözüküyordu oysa sadece yerde eski püskü bir maske bulmuştu. Yeterli uzaklığa gittiğine karar verince az ilerisindeki denizin dalgalarının vurduğu kayalıklardan birinin üzerine çıktı. Ayağını denize doğru uzatıp oturdu. Dikkatlice cebinden maskeyi çıkardı. Bir yandan da hala birilerinin onu görmesinden endişe ederek etrafı izliyordu. Sonunda kimsenin onu izlemediğine ikna etti kendi kendisini. Maskesini biraz salladı ve silkeledi. Hiç toz kalmadığından emin oldu. Biraz eski püsküydü maske ama hala iş görürdü. Kim bilir kim düşürmüştü bunu. Başka zaman olsa almazdı ama şuan acelesi vardı. Vicdanı çok rahat etmese de maskeyi giymeliydi. Maskeyi dikkatlice yüzüne yerleştirdi. Maskenin her hücresi yüzünün tamamı tarafından absorbe edildi. Yüzü değişmemişti ama ifadeleri, bakışı, mimikleri çok farklı gözüküyordu artık. Telefonunu çıkardı. Ön kamerasını açıp kendisine baktı. Gülümsedi. Gülüşü gayet doğaldı. Mutlu gibiydi. Maske işe yarıyordu. Henüz bozulmamış olduğunu teyit etmişti bu sayede. Artık partiye gitmeye hazırdı. Yerinden kalktı ve mutlu bir insan gibi yürümeye devam etti.


Özgür Çiçek




" Bu öykü yazarının ricası üzerine bu platformda da yayımlanmaktadır. Eserin ilk yayınlandığı yer Fikirsizdergisi bloğudur. Kendileri ricayı kırmayarak öykünün burada da yayınlanmasına olur vermişlerdir. Kendilerine Kankakuzen olarak bir kere daha teşekkür ederiz."

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page